Hemoroid Tedavisinde Doppler Guided Lazer (HeLP) Yöntemi
İçindekiler:
Doppler Guided Lazer (HeLP) Yöntemi Nedir?
Hemoroid Laser Prosedürü (HeLP), 2011 yılından buyana, hemoroidal hastalığın tedavisinde güvenle ve etkin şekilde kullanılan bir ameliyat yöntemidir.
Hemoroidal hastalığın kanama ve sarkma olarak bilinen iki önemli semptomu bulunmaktadır. Kanama yakınmalarının sarkma yakınmalarına göre daha belirgin olduğu hasta grubunda, özel uygulama ekipmanıyla birlikte hastaneye yatış yapılmaksızın ofis koşullarında kolaylıkla yapılabilmesi işlemin en büyük avantajıdır.
Hemoroidal hastalığın etiyolojisinde yer alan arteriyal akım teorisine göre hemoroidal damarlara giden kan akımı ortadan kaldırıldığında venöz dönüşte azalacak ve doğal olarak semptomlarda gerileyecektir. HeLP yönteminde bu teoriden yola çıkılarak inferior rektal arterin terminal dallarının doppler ile tespit edildikten sonra lazer ile koagüle edilek kapatılması işlemi yapılmaktadır.
Hemoroid Tedavisinde Doppler Guided Lazer (HeLP) Yöntemi Uygulaması
Öncelikle anoskop denilen ucunda ışık bulunan ve tüm anal kanalın incelenmesine sağlayan cihaz anal kanala yerleştirilmekte sonrasında içerisinde bulunan kanaldan doppler cihazı (arteriyal kan akımını tespit etmeye yarayan cihaz) anal kanala adapte edilmektedir. Bu aşamada saat yönünde tüm anal kanal değerlendirilmekte ve özellikle hastalıklı pakenin bulunduğu alanlardaki damarlar tespit edilerek, mukozada oluşturulacak küçük deliklerden girilmekte ve lazer (13watt-980 nm Diyod lazer) ile arterler koagüle (ablate) edilmektedir. Koagülasyon işleminin bitiminde yine doppler ile kontrol yapılara işlemin başarısı/etkinliği rahatlıkla değerlendirilebilmektedir.
Bu iki uygulamanın birlikte yapıldığı hemoroid laser prosedürü (HeLP) yaklaşık 10 yıldan beri hemoroidal hastalığın tedavisinde güvenle uygulanagelen konforlu ve etkin bir ameliyat yöntemidir.
Hemoroid Tedavisinde Doppler Guided Lazer (HeLP) Yöntemi Avantajları
Hastaneye yatış yapılmaksızın yapılabilen bu uygulama sonrasında hasta, işlem sonrası ağrı çekmemekte, kısa süre içerisinde günlük aktivitelerine ve işine geri dönebilmektedir. Özellikle kanama yakınmalarının ön planda sarkma (prolaps) yakınmalarının ise ikinci planda olduğu, hasta grubunda işlem yüksek başarı oranları ile yapılabilmektedir. Yüksek başarı oranları nedeniyle sarkma yakınmaları da olan hastalar için mukopeksinin de eklenebildiği “HeLPexx” yöntemi 2020 yılında tarif edilmiştir. Bu yöntemde de mevcut koagülasyon işlemine ek olarak sarkan bölümün dikiş mataryelleri ile yukarıya asılması (peksi) işlemi, bu amaçla özel olarak geliştirilmiş cihazlar yardımı ile yapılabilmektedir.
Konvansiyonel cerrahi yöntemlere göre gerek uygulama kolaylığı gerekse de işlem sonrası konforu (hastaneye yatış yapılmaması, erken işe dönüş, ağrısız bir işlem olması) nedeniyle hemoroidal hastalığın cerrahi tedavisindeki kullanım alanın artacağı tahmin edilmektedir.
Hemoroid laser prosedürü, hastaneye yatış gereksinimi olmadan poliklinik koşullarında kolaylıkla uygulanabilme avantajlarına sahiptir. Bu uygulama esnasında ucunda kalem şeklinde doppler’in adapte edilmesine müsait bir proktoskop anal kanala yerleştirilmekte, sonrasında tüm anal kanal saat yönünde incelenilerek doppler ile bulunan arterler 980 nm dalga boyunda çalışan laser ile koagüle edilmektedir. Bu koagülasyon sonrasında arterial beslenmesi kesilen hemoroid pakesinde büzüşme (küçülme) olmakta ve semptomatik olarak rahatlama meydana gelmektedir.
Kanama yakınması sarkma yakınmalarına göre daha ön planda olan hasta grubunda HeLP prosedürü başarı ile uygulanarak yüz güldürücü sonuçlar alınması nedeniyle sarkma yakınmaları da olan hastalar için mukopeksinin (sarkmanın düzeltilmesi için mukozanın asılması yöntemi) de eklenebildiği “HeLPexx” yöntemi 2020 yılında tarif edilmiştir. Bu yöntemde de mevcut koagülasyon işlemine ek olarak sarkan bölümün dikiş mataryelleri ile yukarıya asılması (peksi) işlemi, bu amaçla özel olarak geliştirilmiş cihazlar yardımı ile yapılabilmektedir.
Hemoroidal hastalıkta tuvalet alışkanlıklarının ve diyetin düzenlenmesi, medikal tedavi seçeneklerinin denenmesine rağmen semptomların devam etmesi durumunda cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Bu amaçla tarif edilmiş onlarca ameliyat yöntemi bulunmakta bu durum da doğal olarak hastalarımızın kafasında karışıklığa neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki hemoroidal hastalık ve bu hastalığa ait semptomlar standart değildir. Yani gerek belirtiler gerek bulgular kişiden kişiye hatta aynı hastada pakeden pakeye bile farklılıklar gösterebilmektedir. Tüm bu gerçekler düşünüldüğünde hastalığın tedavisinde de standart bir yaklaşımın olamayacağı da bir gerçektir. Başarılı bir tedavi ve ameliyat sonrası rahat bir dönem geçirilmesi için her pake için en uygun yaklaşım hasta özelinde değerlendirilmelidir. Eğer ileri evre ve beraberinde nüks (yineleme) riski içeren bir durum yok ise hastalara anoderm koruyucu (Cerrahi eksizyon/klasik hemoroidektomi dışı) cerrahi seçenekler sunulmalıdır. Bu seçenekler arasında HeLP prosedürü gerek minimal invazif olması gerek uygulama kolaylığı ve gerekese de ameliyat sonrası konforu nedeniyle rahatlıkla ilk planda kullanılabilecek bir tedavi seçeneğidir.
Yazar: Prof. Dr. İlker SÜCÜLLÜ
Yayınlanma Tarihi: 1 Ocak 2023
Güncelleme Tarihi: 1 Ocak 2023