Klasik Hemoroid Ameliyatı

 

Klasik Hemoroid Ameliyatı Nedir?

Klasik hemoroid ameliyatı olarak bilinen ameliyat yönteminde, hastalıklı olan pakenin (hemoroid memesinin) tamamen çıkartılması söz konusudur. 1930 yıllarda İngiliz cerrah Milligan (Askeri cerrah) tarafından yöntem ilk kez tarif edilmiştir.

Hemoroidal hastalığın iki önemli belirtisi kanama ve sarkmadır. Sarkma halk arasında meme oluşumu olarak ifade edilmektedir. Defekasyon fizyolojisine göre normal ıkınma esnasında anal kanalda, hemoroidlerin olduğu bölümde bir miktar sarkma fizyolojik olarak kabul edilmektedir. Ancak kabızlık, düzensiz beslenme, kötü tuvalet alışkanlıkları (uzun süre tuvalette kalma, tuvalet ihtiyacını sürekli erteleme vs) gibi durumlarda bu sarkma belirgin ve kalıcı bir karakter kazanabilir. Yıllar içerisinde bu durum tuvalet esnasında değil sabit olarak hemoroidlerin dışarıda durması şekline dönüşebilir. Böylece zaten hassas ve kanamaya yatkın olan hemoroidler dışarıda bulunarak dafa frajil (kolay kanar halde) bir hale gelirler.

Hemoroidal hastalığın tedavisinde bir standardizasyon bulunmamaktadır. Zira hastalık her hastada farklı bir evrede ve klinik şekilde kendisini gösterebilmektedir. Elimizde bulunan ameliyat yöntemlerinden anoderm denilen makatın hemen girişindeki cilt yapısını bozmayan yöntemler (Lazer-Hemoroid Arter Ligasyonu-Radyofrekans vs), ameliyat sonrası en çok korkulan ağrı yakınmasını ortadan kaldırmaları nedeniyle çok ciddi tercih sebebi olabilmektedirler. Ancak bu yöntemlerin kullanımı ile ameliyatlar sonrasında erken dönemde sarkma bir miktar gerilese de uzun vadede tamamen ortadan kaldırılması ne yazık ki mümkün olamamaktadır.

Klasik yöntem hemoroid ameliyatları uzun dönem nükslerin (hastalığın yinelemesi) riskinin en az olduğu en etkili ameliyat yöntemlerinden biridir. İlk tarif edildiği zamanlarda anestezi altında sadece makas ve ipliklerle kanamanın bağlanması şeklinde yapılan yöntem günümüzde çeşitli teknolojik araçların (damar mühürleme cihazları-ultrasonik disektör vs) kullanımı ile son derece kanamasız ve konforlu bir biçimde yapılabilmektedir. Teknolojinin bu alanda kullanımı hem ameliyat sonrası ağrı şikayetlerinin azalmasını hem de kanama kompilikasyonlarının ortadan kalkmasını sağlamaktadır. 

Klasik hemoroid ameliyatında, hastaya kısa etkili spinal ya da LMA anestezi olarak ifade edilen bir anestezi yöntemi uygulanır. Bu uygulama sonrasında sarkmış olan hastalıklı pake (meme) bir pens yardımıyla tutularak askıya alınır ve makat kaslarının hemen üzerinden bu kaslarla arasındaki damarsız bölüm korunarak koter ya da yukarıda sayılan enerji cihazları yardımıyla çıkartılır. Sonrasında oluşan defekt (açıklık) emilebilen dikişler ile kapatılır ya da açık bırakılır. Boşluğun kapatıldığı bu yöntem literatürde Ferguson yöntemi olarak adlandırılmaktadır ve ilk kez 1950’li yıllarda tarif edilmiştir. Bu alanın dikişler ile kapatılması daha hızlı yara iyileşmesi, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme sağlamaktadır.

 

Klasik Hemoroid Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Sağlıklı ve güvenli bir ameliyat sonrası için klasik hemoroid ameliyatı öncesinde, esnasında ve sonrasında alınacak bir dizi önlem bulunmaktadır.

Ameliyat öncesinde basit bir fleet enema ile barsakların son bölümünün boşaltılması ameliyatı daha konforlu bir hale getirir. İlk büyük abdestin ameliyat sonrası erken dönemde yapılmaması, olası ağrı yakınmasını minimize etmektedir.

Hastaya genellikle kısa etkili bir spinal anestezi veya LMA olarak ifade edilen tam uyutma olmayan anestezi uygulaması yapılır.

Ameliyatın bu şeklide (eksizyonel/klasik cerrahi ile) yapılmasına sebep olan sarkmış hemoroid pakesi bir cerrahi alet ile tutularak askıya alınır. Sonrasında çevre dokulardan koter veya enerji cihazı adı verilen cihazlar ile keskin bir şekilde çıkartılarak işleme son verilir. Cerrahi işlemin tüm aşamalarının uygun aletlerin seçimi ile yapılması ve azami özen gösterilmesi, ameliyat sonrası ağrı ve büyük abdest tutma ile ilgili sorunların önüne geçilebilmesi anlamına gelmektedir.

Hastalarımızın en çok sorduğu sorulardan biri de klasik hemoroid ameliyatı esnasında kullanılan aletlerdir. Bu aşamada yapılacak cerrahi işlemin laser adı verilen cihazlar ile yapılmasının hastaya hiçbir yararı bulunmamaktadır. Özellikle enerji cihazları kullanılarak yapılacak dikkatli bir cerrahi ameliyat sonrası sorunların (komplikasyonlar) oluşmasının engellenmesi anlamına gelmektedir.

Tüm hastalıklı olan hemoroid pakesi mukoza adı verilen kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakadan kaldırıldıktan sonra işlemin son aşamasında içerisinde hemoroide giden damarsal yapıların da bulunduğu alanın ligasyonu süreci başlar. Ameliyatın bu aşaması, ameliyat sonrası erken dönemde ortaya çıkan kanamaların ortaya çıkabilmesi açısından son derece dikkatli yapılması gereken bir bölümüdür. Kullanılacak teknolojik aletler ile damar mühürleme cihazları, ultrasonik disektör ile ameliyat sonrası ağrı azalmaktadır.

Hastalıklı hemoroid pakesinin ortadan kaldırılması ile oluşan defekt cerrahi olarak dikilerek kapatılmaksızın iyileşebilmektedir. Bu şekilde, yara dudakları açık bırakılarak yapılan ameliyat yöntemi Milligan Morgan tekniği olarak isimlendirilmektedir. Bazense iyileşme sürecini hızlandırmak veya daha etkili kanama kontrolü sağlamak amacıyla yara dudakları dikilmektedir,  bu teknik ise Ferguson yöntemi olarak isimlendirilmektedir. 

 

Klasik Hemoroid Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Hemoroid ameliyatlarından sonra en çok korkulan durum ağrıdır. Halk arasında hakim olan inanca göre ağrı, genel olarak ilk dışkılama sırasında ortaya çıkmakta ve yaklaşık bir ay kadar devam etmektedir. Eski cerrahi yöntemler göz önüne alındığında gerçeklik payı bulunan bu durum güncel ameliyat yöntemleri ve modern cihazların kullanımı ile büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.

Hemoroid ameliyatlarından sonra rahat bir ameliyat sonrası dönem geçirilebilmesi için  bu tür (klasik cerrahinin uygulanacağı) ameliyatlar öncesinde yapılması gereken bir dizi uygulama bulunmaktadır.

Bunlardan ilki hastaya ameliyat sonrası oluşacak olaylar hakkında ayrıntılı bilgi verilmesidir. Bu aydınlatma ile hasta olası gelişecek durumlar konusunda önceden bilgi sahibi olacak ve süreçte yaşanacakları daha kolay yönetebilecektir.

Ameliyat öncesi fleet lavman ile yapılacak bağırsak temizliği ilk dışkılamanın kısa süre içerisinde olmasını engelleyecek ve dolayısıyla ağrı konusunda daha avantajlı bir durum ortaya çıkacaktır.

Gebe hasta veya evre 4 hastalık gibi anoderm de (makatın giriş bölümünde) ileri düzeyde travmanın olma ihtimali olan ameliyatlardan önce  epidural katater (belden ince bir katater) takılarak buradan ağrı kesici verilmesi ameliyat sonrası dönemi son derece konforlu hale getirebilecektir.

Tüm bu uygulamalara dikkat edilerek yapılacak özenli bir ameliyat sonrasında hasta dikkatle takip edilmelidir. Anal kanalın travmaya cevabı kişiden kişiye değişiklikler göstermektedir. Bu süreçte ortaya çıkabilecek olan ödemin kısa süre içerisinde kontrol altına alınabilmesi için erkenden tespit edilerek anti ödem tedavinin (ki ağrının da ağırlıklı sebebi budur) hızlıca başlanması gerekmektedir.

Güncel literatürde belirtilen, olası enfeksiyon oluşumunun engellenebilmesi ve ödemin geçmesi için verilecek tedavi eksiksiz bir şekilde düzenlenmeli tüm ilaçların kullanım şekli detaylı bir şekilde tarif edilmelidir.

Taburculuk aşamasında hastaya özellikle diyet düzenlenmeleri hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır. Ameliyat sonrası süreçte hastamızdan istediğimiz günde 1 kez yumuşak kıvamda büyük abdest yapmasıdır. En sık görülen yanlışlardan bir tanesi hastanın rahat büyük abdest yapabilmesi adına gaita yumuşatıcılar ile ishal edilmesidir. Asidik gaitanın açık olan yara dudaklarına teması ile şiddetli ağrı meydana gelmekte ve bu durum gün içerisinde sıkça tekrar ettiği için hasta açısından son derece sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır. Hastanın büyük abdest yaptığında canının yanacağı endişesi ile kabız kalması da aynı şekilde sorun olmaktadır. Rektumda taşlaşan (sertleşen) dışkı çıkış sırasında hem daha çok ağrıya neden olmakta hem de yarayı travmatize ederek kanamaya neden olabilmektedir. Tüm bunlar göz önüne alınarak hastamızın, taburculuğu esnasında bu konuda son derece işe yarayan gıda takviyeleri ile desteklenmesi ve egzersiz önerilerine uyması büyük önem arz etmektedir.   

 

Klasik Hemoroid Ameliyatı Sonrası Riskler Nelerdir?

Anal bölgenin gerek anatomik lokalizasyonu gerekse de içerdiği duyusal lifler nedeniyle son derece hassas bir yapısı bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, yapılacak hemoroid ameliyatı uzun süredir devam eden dışkılama sorunları nedeniyle oluşmuş bir hastalığın çaresi olarak yapılmaktadır. Yani bu hastalığın ortaya çıkmasına neden olan diyet yaşam tarzı değişiklikleri gibi durumlara dikkat edilmezse ameliyat sonrası süreç son derece sıkıntılı geçebilmektedir.

Hastalığın evresine uygun olarak yapılacak özenli bir cerrahi işlem son derece önem arz etmektedir. Yapılacak maksadını aşan her uygulamanın hastaya ekstra bir risk ve stres yükleyeceği unutulmamalıdır.

 

Cerrahiye Bağlı Olarak Görülen Ameliyat Sonrası Riskler

Kanama: Hemoroidler kan damarları ve destek dokulardan oluşan bir pedikülü (besleyen damarı) bulunan anatomik yapılardır. Özellikle cerrahi işlemlerden sonra ortaya çıkabilecek en tehlikeli komplikasyon kanamadır. Bu kanama ameliyattan hemen sonra kendiliğinden olan bir kanama olabileceği gibi bazen ilk defekasyon ile başlayan ve devam eden bir kanama şeklinde de görülebilmektedir. Kendiliğinden durma eğiliminde olmayan kanamalar tekrar ameliyat ile durdurulur. Bu son derece nadir görülen bir durumdur. Özellikle klasik hemoroid ameliyatları sonrasında dışkılama ile birlikte olan hafif kanama normal kabul edilebilir. Ancak devam etmesi durumunda mutlaka kontrol edilmesi gerekir.

Ağrı: Ameliyat sonrasında ağrı en çok korkulan komplikasyonlardan biridir. Burada kastedilen ağrı, ameliyattan hemen sonra ortaya çıkan ağrı olmayıp uzun süre devam eden ağrılardır. Bu ağrının sebebi genellikle oluşmuş olan anal fissür bağlı olduğu için tedavisinde de benze buna uygun şekilde davranmak gerekmektedir.

Akıntı: Hemoroidler anal kanalın tam kapanması konusunda önemli görevleri bulunmaktadır. Hastalanmaları ve uygun endikasyonlar ile alınması durumunda özellikle ameliyattan sonra ilk dönemlerde akıntı görülebilmektedir.

Büyük Abdest Tutamama (İnkontinans): Makatın hemen etrafında bulunan ve büyük abdest tutmamızı sağlayan kasların zarar görmesi ile oluşan bir komplikasyondur. Standart hemoroid cerrahisi sonrası görülen bir komplikasyon olmayıp kasları da içerecek şekilde agresif diseksiyonların yapıldığı uygunsuz cerrahi işlemlerden sonra görülebilmektedir.

Daralma (Stenoz): Yapılacak agresif diseksiyonlardan sonra ortaya çıkabilecek en korkulan komplikasyonlardan bir tanesi de daralmadır. Tedavisinde yapılacaklardan ziyade gelişmemesi için yapılacak özenli cerrahi uygulamalar büyük önem taşımaktadır. 

Enfeksiyon: Anal bölge içerisinden dışkının geçtiği kirli bir alan olmasına rağmen bölgenin iyi kanlanması nedeniyle ameliyat sonrası enfeksiyon son derece nadir görülmektedir. Yine yapılacak agresif cerrahi diseksiyonlar sonrası görülebilmektedir. Tedavisinde oluşabilecek apselerin uygun şekilde drene edilmesinin yanında antibiyotik kullanımları önem taşımaktadır.

 

Klasik Hemoroid Ameliyatı Fiyatı Nedir?

Hemoroidal hastalık herkeste aynı şekilde davranan standart bir durum değildir. Hastanın yaşı, cinsiyeti, hastalığın akut mu kronik mi olduğu, belirgin yakınmasının sarma mı yoksa kanama mı olduğu gibi bir çok farklı parametreler bulunmaktadır. Bu durum uygulanacak ameliyat yönteminden, ameliyat da kullanılacak cihaz seçimine ve ameliyat sonrası hasta bakımına kadar da farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında internet ortamında “5 dakikada ameliyat”, “….lira ile tüm sorunlarınızdan kurtulun” başlıklı bilgiler samimi olmayıp zaten sıkıntılı durumda bulunan hastanın aklını karıştırmaktan öteye geçmemektedir. Buna birde hijyen açısından kuşkulu sağlıksız ortamlarda yapılan cerrahi işlemleri de ekleyecek olursak sorunun ne kadar büyük olduğu anlaşılacaktır.

 

Önceki BlogHemoroid Tedavisinde Doppler Guided Lazer (HeLP) Yöntemi
Sonraki BlogHemoroid Lastik Bant Ligasyonu Yöntemi

İstanbul’da Ataşehir Medicalpark ve Ataşehir Memorial anlaşmalı hastanelerimizdir. Özel Sağlık Sigortaları (ÖSS) ile anlaşmalarımız bulunmaktadır.

Telefon / WhatsApp: 0545 125 20 20

Prof. Dr. İlker Sücüllü Muayenehanesi: Brandium Residence, Dereboyu Caddesi R5 Blok Daire:32 Ataşehir / İstanbul

 

Prof. Dr. İlker Sücüllü Sosyal Medya Hesapları:

 

Prof. Dr. İlker Sücüllü mobil uygulamasını güncellendi, hemen indirin!

Android Mobil Uygulama

Site içeriğinde bulunan bilgiler destek sağlamak içindir. Hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez.

Telif Hakkı © 2024 Prof. Dr. İlker Sücüllü. Tüm hakları saklıdır. | Powered by MMA.

Son Güncellenme Tarihi: 18-10-2024 01:29:52
Whatsapp